Oldubittiye Ne Demek? Ekonomik Perspektiften Bir Değerlendirme Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Bedeli Ekonominin temelinde yer alan kavramlardan biri kıtlıktır. Her birey, işletme ya da devlet, sınırlı kaynaklar karşısında sonsuz ihtiyaçlar arasında seçim yapmak zorundadır. Bu seçimler, rasyonel bir planlama süreciyle değil de ani kararlarla, “oldubittiye” getirilerek yapıldığında, sonuçları yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumsal refah üzerinde de derin etkiler yaratır. Ekonomik anlamda “oldubittiye gelmek” ya da bir süreci “oldubittiye getirmek”, karar alma mekanizmalarının planlı analiz yerine kısa vadeli çıkarlar veya tepkisel davranışlarla işletilmesi anlamına gelir. Bu durum, hem piyasa dinamiklerini hem de uzun vadeli ekonomik istikrarı tehdit eder. Oldubitti Kavramı ve…
4 YorumEtiket: bir
Karakuş Soyu Nereden Gelir? Kimlik, Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Adalet Üzerine Bir Yolculuk Bazı soyadları yalnızca bir aileyi değil, bir kültürü, bir tarihi ve hatta bir dünya görüşünü temsil eder. “Karakuş” da bu soyadlarından biri. Belki bir zamanlar bir dağın eteklerinde uçan güçlü bir kuşun adıydı, belki de bir toplumun onurunu ve direncini simgeleyen bir semboldü. Ama bugün bu soyun kökenlerini konuşmak, sadece tarihî bir araştırma değil; aynı zamanda toplumsal kimlik, cinsiyet rolleri ve adalet kavramı üzerine düşünmek anlamına geliyor. — Karakuş Soyunun Tarihsel ve Coğrafi Kökleri Göçebe Kökenlerden Güçlü Bir Sembole “Karakuş” adı, tarih boyunca Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan…
6 YorumHüma İsmi ve Tarihsel Derinlik: Geçmişten Günümüze Bir Anlam Yolculuğu Bir Tarihçinin Bakışıyla: Geçmişi Anlamaya ve Bugünle Bağ Kurmaya Geçmiş, bizlere sadece tarihsel olayları değil, aynı zamanda kelimelerin ve isimlerin nasıl bir anlam taşıdığını da anlatır. İsimler, sadece birer etiket değil; kültürel, toplumsal ve bazen de bireysel değerlerin derin bir yansımasıdır. Her bir isim, taşıdığı anlamla geçmişin izlerini günümüze taşır. Bir tarihçi olarak, isimlerin ardındaki anlamları çözümlemek, sadece tarihi değil, toplumların evrimini de anlamak gibidir. İsimler, bir halkın geçmişini, inançlarını, hayallerini ve korkularını temsil eder. Bu yazıda, “Hüma” isminin anlamını tarihsel bir perspektiften ele alacak, geçmişin derinliklerinden günümüze nasıl bir…
6 YorumGeminin Sağ Tarafına Ne Denir? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir Yolculuk Merhaba deniz meraklısı dostum! ⚓️ Bugün seni sıradan bir terim bilgisinin ötesine taşıyacak bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. “Geminin sağ tarafına ne denir?” sorusu, kulağa basit gibi gelse de aslında yüzyıllardır süregelen denizcilik geleneğini, kültürü ve hatta bakış açılarını yansıtan bir konudur. Çünkü bir terimin bile arkasında, tarih, disiplin, duygu ve kimlik gibi katmanlar gizlidir. Haydi birlikte bakalım; bu meseleye erkeklerin analitik, kadınların ise toplumsal ve duygusal pencerelerinden yaklaşınca ortaya nasıl farklı anlamlar çıkıyor? 🚢 — Temel Cevap: Geminin Sağ Tarafına “İskele” Değil, “Sancak” Denir Öncelikle netleştirelim: Denizcilikte gemiye önden…
8 YorumHitam Hangi Dil? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir İnceleme Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimci Bakışı Siyaset bilimi, toplumsal düzenin yapılandırılması ve iktidar ilişkilerinin analiz edilmesiyle ilgilenir. Bu bağlamda, dilin gücü ve anlamı, toplumsal yapının ve politik sistemlerin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynar. “Hitam hangi dil?” sorusu, sadece dilsel bir mesele olmanın ötesine geçer; toplumların iktidar ilişkilerini, bireylerin ve grupların toplumdaki yerini, hatta kültürel kimliklerin belirlenmesini etkileyen bir sorudur. Bu sorunun etrafında dönen dinamikler, ideoloji ve vatandaşlık anlayışlarını da sorgulamamıza olanak tanır. Güç, İktidar ve Dil: Toplumsal Yapıların İnşası Güç ilişkileri, dilin biçimlendirici etkisiyle iç içe geçer. Bir…
6 YorumEn Kaslı İnsan Kaç Kilo? Gücün Bedenden Öte Anlamlarını Keşfetmek Bazı sorular vardır ki, cevabı sadece rakamlarda değil, insanların yaşam öykülerinde, toplumların değerlerinde ve kolektif bilinçte saklıdır. “En kaslı insan kaç kilo?” sorusu da tam olarak bunlardan biri. Yalnızca kas kütlesiyle ilgili teknik bir mesele gibi görünse de aslında bu sorunun ardında toplumsal cinsiyet rollerinden çeşitliliğe, sosyal adaletten beden politikalarına kadar uzanan derin bir tartışma yatıyor. Gelin, bu konuyu sadece sayılara takılmadan, çok boyutlu bir mercekten birlikte inceleyelim. — Kas Gücü: Yalnızca Kilo Değil, Kimlik Meselesi “En kaslı insan kaç kilo?” diye sorduğumuzda çoğu kişi aklına yalnızca spor salonlarını, yarışmaları…
8 YorumAğrı Dağı’na Kar Yağıyor mu? Küresel ve Yerel Gözlerle Beyaz Bir Gerçekliğin İzinde Kış yaklaştıkça içimde hep aynı merak uyanır: “Acaba Ağrı Dağı’na kar yağdı mı?” Belki de bu sadece basit bir hava durumu sorusu gibi görünür ama aslında çok daha fazlasıdır. Çünkü bu soru, doğayla ilişkimize, kültürlerin bakış açılarına ve geleceğe dair umutlarımıza açılan bir penceredir. Bugün seni, bu büyüleyici soruya hem küresel hem de yerel perspektiflerden bakmaya davet ediyorum. Hadi birlikte düşünelim, konuşalım ve belki de bu sohbete kendi deneyimlerini de ekleyelim. — Ağrı Dağı: Yalnızca Bir Dağ Değil, Bir Sembol 5137 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek noktası…
4 YorumBirinden Hoşlanmak Normal Mi? Ekonomi Perspektifinden Bir Analiz Bir Ekonomistin Girişi: Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Ekonomistler, kararları ve davranışları genellikle sınırlı kaynaklar, alternatif seçimler ve bu seçimlerin sonuçları etrafında analiz ederler. İnsanın karar verme süreçleri, yalnızca maddi çıkarlar ve ekonomik faktörlerle değil, aynı zamanda duygusal ihtiyaçlarla da şekillenir. Birinden hoşlanmak, evrimsel ve toplumsal açıdan normal bir duygu olsa da, ekonominin bakış açısıyla ele alındığında, bunun arkasında oldukça derin bir kaynak yönetimi ve seçimler bütünü yatmaktadır. Aşk ve romantik ilişkiler, toplumsal refahı etkileyen faktörler arasında yer almakta ve bireylerin ekonomik yaşamları üzerinde uzun vadeli sonuçlar doğurabilmektedir. Bir ekonomist, bireylerin duygusal…
8 YorumŞerh ne demek fıkıh? Kadim bir geleneğin izinde Bir dost meclisinde, kitapların tozlu raflarında gezinirken kulağıma takılan bir kelime vardı: şerh. Duyduğumda merak ettim, çünkü sıradan bir açıklama değil, köklü bir kültürün içinde yoğrulmuş bir kavramdı bu. Özellikle fıkıh ilmiyle bağlantılı olduğunda, insanın aklına hemen şu soru geliyor: “Şerh ne demek fıkıh?” İşte bu yazıda, tarihî kökenlerden günümüze, hatta insan hikâyeleriyle harmanlanmış örneklerle bu kavramı beraber keşfedeceğiz. Şerh kelimesinin kökeni Şerh, Arapça kökenli bir kelime. Sözlük anlamı olarak “açıklamak, genişletmek, detaylandırmak” demektir. Klasik İslami ilimlerde şerh, bir metnin daha iyi anlaşılabilmesi için yapılan açıklamalara verilen isimdir. Özellikle fıkıh kitaplarında, ana…
4 YorumHidrojen: Varoluşun En Temel Unsuru Üzerine Felsefi Bir Düşünce Hidrojen, kimyanın temel taşlarından biri olarak bir element olmanın ötesinde, insan düşüncesinin derinliklerine uzanan bir metafor olma potansiyeline sahiptir. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne bakıldığında, hidrojen, en basit şekilde, “periyodik cetveldeki 1. sıradaki element, simgesi H” olarak tanımlanır. Ancak bu tanım, sadece maddeyi değil, aynı zamanda varoluşun ve bilginin en temel sorularını da barındıran bir kapıdır. TDK’nin sunduğu basit tanım, hidrojenin kendisinin ötesinde, onun arketipal anlamlarına doğru bir yolculuğa çıkmamızı gerektirir. Felsefi bakış açısıyla, hidrojen yalnızca bir kimyasal elementten çok daha fazlasıdır; varoluşun ve insanın doğayı anlama çabasının simgesidir. Ontolojik Bir…
8 Yorum