Depresyondayım kimin şarkısı ?

Giriş

Bir siyaset bilimci olarak, toplumun duygusal kırılmalarını, bireyin iç dünyasındaki sancıları salt psikolojik bir olgu olarak değil, güç ilişkileri ve ideolojik düzenlemeler içinde okunması gereken bir sosyal belirlenmişlik olarak görmeye çalışırım. Bir şarkı sözü, yalnızca bir duygu ifadesi değil; iktidarın sessizlik dayatmaları, vatandaşın yalnızlığı, kurumların kayıtsızlığı arasında gezinen bir çatışma alanıdır. Şimdi, “Depresyondayım kimin şarkısı?” sorusuyla yola çıkarak, bu şarkıyı bir sicim gibi çekip siyasetin sınırlarına değdireceğiz: kurumlar, ideoloji, vatandaşlık ve kadın-erkek ayrımında güç stratejileri üzerinden.

—

“Depresyondayım” Şarkısı: Kimindir ve Nasıl Okunmalı?

“Depresyondayım” şarkısı, Göksel (Göksel Demirpençe)’ye aittir. [1] Göksel, 2001 yılında “Körebe” albümünde bu parça ile geniş kitlelerle buluşmuştur. [1] Şarkının sözlerinde yalnızlık, içsel çatışma, toplumdan kopuş ve öfke imgeleri yer alır: “Bugün evden çıkmadım / Telefona bakmadım / Çok yedim, çok ağladım … Depresyondayım, unutuldum, aldatıldım / Sevgilimden ayrıldım, çok yalnızım” gibi satırlar söz konusu. [2]

Ancak sadece sahibini saptamak, şarkının siyasal yükünü görmezden gelmektir. Bu eser, bireysel çöküntüyü toplumsal gerilimlerle iç içe koyar — özellikle yalnızlık, kopuş, unutulma hissi üzerinden vatandaş ile kurumları sorgular.

—

Güç, Kurumlar ve Kayıtsızlık: Bireyin Çöküşü

Toplumsal düzenin en temel ayaklarından biri kurumlardır: sağlık sistemi, eğitim sistemi, sosyal destek ağları. Eğer bunlar depresyon gibi kolektif gölgelerin altındaki bireyleri tanımazsa, sessizlik ve yalnızlık alanı genişler. “Depresyondayım” söylemi, bu kırılganlığı ilan eder: kurumlar, bireyin acısını kategorize etmeye ya da dışlamaya eğilimlidir. Şarkı, bu dışlanmışlık sesidir.

İktidarın en ince zaaflarından biri, sessizlik stratejisidir. Bireyin acısı görünmez kılındığında, devletten talep edilecek hizmet azalır. Şarkıda “unutuldum” vurgusu bir semboldür: vatandaş, kurumlardan yanıt alamaz hale gelmiş, kamu alanı onu içinden çıkılamaz bir boşluğa itmiştir.

Devletin refah devleti söylemi ile uygulamaları arasında tuhaf bir gerilim vardır: bakım iddiası ile kayıtsızlık arasındaki çelişki, depresyon yaşayan bireylerin deneyiminde görünür. Bu şarkı, bu çelişkiyi sesli kılar.

—

İdeoloji ve İçsel Direniş: Şarkının Politik Yüzü

Her duygu söylemi ideolojik içerir. “Depresyondayım” ifadesi, salt duygusal bir itiraf değildir; bireyin normalleşme ideolojisine meydan okumasıdır. Çünkü ideoloji der: “Mutlu olmalısın, üretken olmalısın.” Bu normlara uymayan, görünmezleşir. Şarkı tam da bu normlara karşı patlayan bir itirazdır — “güzel olmadım”, “kimseye kızamadım”, “çok yalnızım” gibi sözlerde, birey kendi sağlam kimliğini sorgular.

Bu tür bir “içsel direniş”, güçle yüzleşmeye açılan bir kapıdır. İdeolojinin bana dayattığı “mutluluk performansı”nı reddetmek, siyasetin mikro zemini haline gelir. Şarkı, bireysel isyanın duygusal formülüdür.

—

Vatandaşlık, Temsil ve Sessizlik Hakkı

Vatandaşlık kavramı, yalnızca haklara sahip olmayı değil, ses çıkarabilme kapasitesini de içerir. Bir kişi, “yorgun”, “unutulmuş”, “aldatılmış” hissettiğinde, bu duygularını ifade etmeye mecburdur, çünkü görünmezleşmek, siyasal olarak ölmek demektir. Şarkı, vatandaşın duygu haritasını kamuya itirazla taşır: “Depresyondayım” demek bir ses talebidir.

Burada kadınların demokratik katılım perspektifi önem kazanır: bu tür ifadeler, yalnızca özel alanda kalmamalı, kamusal alanda dile gelmelidir. Erkeklerin stratejik güç imgesiyle yatkın olduğu “çözüm üretme” yaklaşımı ile kadınların “etkileşim, açıklık, irade paylaşımı” arzusu bir senteze ulaşabilir. Yalnızlık yalnızca bireyin değil, toplumsal dokunun sorunudur.

—

Erkek Stratejisi ve Kadın Katılımı Arasında Harmoni

Erkek egemen siyaset kültüründe, güç stratejileri genellikle dışa yöneliktir: çözüm üretmek, kontrol kurmak ister. Kadınların çoğu zaman tercih ettiği demokratik katılım ve toplumsal etkileşim ise duygusal zemin üzerinden toplumu örme eğilimindedir. “Depresyondayım” şarkısı, bu ikiliyi birleştirerek devreye girer: duygusal içsel strateji (kadın), sesi duyurmak için kamusal sahneye çıkarak güç taktiğini de kullanır.

Şarkı aynı anda içsel yıkımı sergiler ve o yıkımdan kamusal bir müdahale talep eder. Bu, kadın sesini görünürlük zeminine taşıyan güçlü bir siyasi hamledir.

—

Provokatif Sorularla Düşünmeye Davet

– Eğer depresyon bir toplumsal olguysa, neden kamu politikaları hala bireysel düzeyde konuşur?

– Kurumlar, bireylerin duygu haritalarına neden yabancı kalır?

– Kadınlar duygular üzerinden siyasallaştığında, iktidar neden rahatsız olur?

– Erkek çözüm stratejisi ile kadın katılım arzusunun dengesi nasıl kurulabilir — yoksa bu ikisi zorunlu olarak çatışmalı mıdır?

—

Bu yazıda, “Depresyondayım kimin şarkısı?” sorusunun ötesine geçerek, Göksel’in eserini bir siyasal metin gibi okuduk. Şarkı, sadece bir duygu ilanı değil; kurumlara, ideolojiye, vatandaş-iktidar ilişkilerine ve cinsiyet ayrımlarına dair sessiz çığlıktır. Şarkıyı dinleyen yalnız bir birey olarak değil — siyasetin mikrofona seslenmiş bir yürek olarak — anlamaya çalış. Göksel, Depresyondayım, şarkı sözleri, güç ilişkileri, vatandaşlık, ideoloji

—

Sources:

[1]: https://en.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6ksel%28singer%29?utmsource=chatgpt.com “Göksel (singer)”

[2]: https://lyricstranslate.com/tr/g%C3%B6ksel-depresyonday%C4%B1m-lyrics.html?utm_source=chatgpt.com “Göksel – Depresyondayım şarkı sözleri – Lyrics Translate”